Tuz, çoğunlukla sodyum klorürden oluşan bir mineraldir. İnsanların kullandığı en eski gıda baharatlarından biri olarak kabul edilir ve aynı zamanda erken insanlık tarihi boyunca başka amaçlar için de kullanılmıştır.
Yemeklere daha fazla lezzet vermesinin yanı sıra gıda muhafazasında, dini ritüellerde ve hatta para birimi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Arkeologlar tarafından keşfedilen en eski madenlerden bazıları tuz madenleridir. Bunlardan biri M.Ö. 6000’e kadar en eski tarihiyle Çin’e kadar uzanmaktadır.
Çok miktarda tuzun insan sağlığını olumsuz etkileyebileceği iddiasını destekleyen bazı kanıtlar olsa da (fazlası olan her şey insan sağlığı için kötüdür), çok az tuz alımının daha kötü olduğunu gösteren çalışmalar vardır.
Yine de birçok araştırmacı tuzun insan sağlığı için zararlı olduğu iddiasını kabul etmiyor. Bir araştırmada 6.250 deneğin katıldığı yedi farklı çalışmanın analizi normal veya yüksek tansiyonu olan kişilerde tuz alımını kesmenin kalp krizi, felç veya ölüm riskini azalttığına dair hiçbir kanıt bulunamamıştır. Bulgular, aşırı tuzun insan sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu efsanesiyle tamamen çelişiyor. Ayrıca çok az tuz tüketiminin önemli ölçüde daha kötü olabileceğini gösteriyor.
1987 tarihli bir araştırmaya göre yüksek tuzlu diyetler yedikten sonra kan basıncında düşüş yaşayan insanların sayısının, kan basıncında ani artış yaşayanların sayısına neredeyse eşit olduğunu göstermiştir. Bunun nedeni insan böbreğinin yaradılışı gereği, tüketilen tuz miktarına göre tuz alımını dönüştürüyor olmasıdır.
Tuz tüketimi hassas bir denge gerektirir. Diyetinizde çok az sodyum kesinlikle sağlıksız olarak değerlendirirken, çok fazla sodyum da sağlıksız olabilir. Her zaman olduğu gibi kararında olmak her zaman en iyisidir.. Halihazırda yüksek tansiyonu olan veya hipertansiyon ve kalp hastalığı riski yüksek olan kişilerin, sodyum alımlarını takip etmeleri tavsiye edilir. Her iki durumda da tuz tüketiminden korkmayın. Önemli olan makul bir oranda tüketmektir.