Hamilelik dönemi, çiftlerin cinsel hayatını en çok etkileyen faktörlerden biridir. Anne adayları hamile olduklarını öğrendikleri andan itibaren, bebeklerini her şeyden sakınır ve herhangi bir eylemin bebeğine zarar verme olasılığından kaçınırlar.
Annelik içgüdüsü de daha çok ön plana çıktığı için, cinsel yaşamdan soğuyabilirler ve bu durum çiftin cinsel hayatına ve dolayısıyla birlikteliklerine zarar verebilir.
Hamilelik döneminde cinsel yaşam sanıldığının aksine sağlıklı bir eylemdir ve bebek için herhangi bir zarar teşkil etmez. Özellikle tamamen söylentilerden ibaret olan ‘’Hamilelik döneminde yaşanan cinsel ilişki bebeğin düşmesine sebep olur.’’ cümlesinin hiç bir bilimsel açıklaması yoktur.
İlk başlarda annelik duygusu baskın gelen ve bebeğini korumak isteyen anne adayları, hamileliğin ilerleyen dönemlerinde bu durumla daha kolay başa çıkıp cinsel yaşama hazır olabilirler. Fakat hamileliğin son dönemlerine doğru rahim iyice büyüyeceğinden cinsel ilişki sırasında zorlanmalar yaşanabilir. Bu yüzden hamileliğin son dönemlerinde, tekrardan anne adayının cinsel isteğinde bir azalma olması söz konusudur.
Uzmanlara göre hamileliğin son dört haftasında cinsel ilişkiye girilmemesi gerekir. Bunun sebebi ise, erkeğin sperminde bulunan ‘’prostaglandin’’ adlı maddenin rahmin kasılmasına sebep olması ve erken doğumu başlatma riskinin bulunmasıdır. Ayrıca erken doğum riski olabilen ve kanamalı gebelik yaşayan kişilere, kesinlikle cinsel ilişki tavsiye edilmemektedir.