Hızlı, çevreci kirletmeyen, kullanması kolay ve yakıt maliyeti düşük bir araba fikri kulağa her zaman hoş geliyor. Elektrikli otomobilleri cazip kılan bu özellikler, yenilik arayışındaki, çevresel farkındalığı yüksek tüketicileri giderek daha çok çekmeye başladı.
Madem bu kadar iyiler, neden herkes bir elektrikli otomobil sahibi olmuyor diye düşünebilirsiniz. Bunun cevabı yakında “Bir gün herkes elektrikli araç kullanacak” şeklinde olacak. Ama her gülün dikeni var misali elektrikli araçların handikapı da menzil ve pil şarj süresi.
Piller en az 45 dakikada doluyor ve bir dolumda ortalama 150 kilometre yol gidiyor. Ama teknolojinin hızla ilerlemesiyle bu handikapların aşılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Yaklaşık beş yıl sonra elektrikli arabaları bütün yollarda görmeye başlayabiliriz. Yükseltilmiş menzil, düşen şarj süresi ve lüks donanımları ile yüksek not almayı başaran bu model arabalar petrol ithal etmeye de son vereceği için siyasi otoriteler tarafından destekleniyorlar.
Bu teknolojiyi destekleyen ülkeler arasında tabii ki elektronik devlerinin ülkesi A.B.D başta geliyor. Sonrasında Avrupa’nın ünlü araba devlerinin ülkesi Almanya var. Kimsenin başta pek tahmin etmediği Çin de artık büyük bir güç olarak listede yer alıyor. Otomotiv devlerinin bu çekişmesi belki de gezegenimiz için gelmiş geçmiş en hayırlı sanayi rekabeti olacak. Fosil yakıtlar tükenmeden gerçekleşecek bu dönüşüm çevreye rahat bir nefes aldırabilir.