Türk tarih literatüründe Makedonyalı İskender olarak bilinen, II. Aleksandros M.Ö. 356 yılında Yunanistan’ın kuzey kenti Perla’da doğdu. Dönemin büyük filozofu Aristoteles’in öğrencisi olan İskender iyi bir eğitim aldı. Ilımlı bir karaktere sahip olan İskender, tahta geçer geçmez ayaklanmaları bastırdı.
Ülkesini pers işgalinden kurtardı. Yunan şehirlerinden kendilerine destek olmalarını isterken bir taraftan da, Trakya, Thebes, İlirya ve Teselya’ da bulunan karışıklıklara müdahale etti. İskender’in komutan olarak başarıları, Yunan kentlerinin saygısını kazanmasını ve büyük kongrede başkomutan ilan edilmesini sağladı. Makedonyalı İskender, Kıvrak zekası ve askeri dehası sayesinde büyük bir üne kavuştu. Yunan kentlerin orduları birleşip, ona bağlılık yemini ettiler. Asya planını hayata geçirmeye adım adım yaklaşmıştı. Genç yaşına rağmen öngörülerinde haklı çıkması onu başarılı kılan etkenlerden biriydi.
Pers ordusuyla, Çanakkale Biga’da karşı karşıya geldiklerinde İskender, kendinden emindi. III. Darius’u ve ordusunu yendi. Anadolu’daki pers hakimiyetini sarstı. Dünyaya korku salmaya başladı. Frigya’dan geçerken, Asya’ya hükmedecek kişinin keseceğine inanılan Gordion Düğümü’nü kesti. Perslerle ikinci çarpışması İssos ‘da gerçekleşti ve Pers imparatoru III. Darius’u yine yendi. Suriye ve Fenike’ye ilerledi. Tiros’ta direnişle karşılaştı, yılmadı kenti ele geçirdi. Bu sırada Darius’tan kendisine barış teklifi geldi. ”İskenderiye” şehrini kurmakta olan büyük İskender, teklifle ilgilenmedi. İskender için en önemli olay Asya’nın efendisi olmaktı. Bu hırsla ilerleyen İskender değişti, ılımlı yanları kaybolup hırçınlaştı. Askeri dehasının yerini, despotluğu aldı. Kendiyle çatışmaya, amacından uzak düşmeye başladı.
Kendi ordusunun ayaklanmasını bastırmak üzereyken, 33 yaşında hayata gözlerini yumdu. İskender 12 yıllık iktidarına bir çok zafer ve toprak hakimiyeti sığdırdı. İçkiye düşkünlüğü, onu içkili bir geçenin ardından hasta düşürdü. Ölümü M.Ö. 323 olarak tarih kitaplarında yerini aldı