1935 yılında doğan Elvis Aaron Presley, utangaç bir çocuktu. Okulda itilip kakılırdı. Babası geçici işlerde çalışırdı, ama annesi onun gözünde ayrı bir yerdeydi. Elvis’in tek tutkusu gitarı ve müziğiydi. Bu tutku onu sonunda dünya çapında bir ilaha, rock müziğinin en büyük ismine dönüştürecekti. 16 Ağustos 1977’de öldüğü zaman o günkü A.B.D. başkanı Jimmy Carter özel bir mesaj yayınladı. Bugün Graceland’de bulunan mezarı bir müzeye dönüşmüş burumda. Elvis Presley efsanesi bitmeden sürüyor.
Elvis Presley her zaman için ününün getirdiği zorluklarla mücadele etmek zorunda kaldı. Uyuşturucu ve alkol kullanıyordu. Obeziteye yakalanmıştı. Sabahları içine her çeşit sosisi doldurduğu yarım metreye yakın uzunlukta bir sandviç yediği söylenir. Doktoru onun kalp yetmezliğinden öldüğünü açıkladı ama bütün her şey üst üste binmişti aslında. Ölümünden sonra bütün mirası kızına kaldı. Yaklaşık 35 milyon dolar olarak bilinen bu mirası şimdi ayrıldığı eşi Priscilla Presley ve kızı Lisa Marie yönetiyor.
Elvis, öldükten sonra bile onlar için para kazanmaya devam ediyor. Zaten Amerika’da herhangi bir nedenle bayılanlar, kalbinden sıkıntı çekenler sonradan kendilerine geldiklerinde sürekli olarak beyaz ışıkların içindeki Elvis Presley’i gördüklerini söylüyorlar. Hayranlarının bir bölümü de onun aslında ölmediğine, ıssız bir yerlere kaçtığına ve orada yaşadığına inanıyor. Gençken, 1959 yılında Almanya’da askerliğini yapıyordu ve Türkiye’de konser vereceği söylenmişti ama bu gerçekleşemedi.